İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Şurası Lideri Erdal Bahçıvan, “Deprem bölgesinin öncelikle ülkemizin Fazla Değerli bir üretim üssü olduğunu kıymetlendirmemiz lazım. Bölgemizin imalat Sanayi katma bedeli içindeki hissesi 2021 yılı sayılarıyla yüzde 11,5. Tekrar geride bıraktığımız 2022 yılında imalat Sanayi ihracatımızın yüzde 8’inden fazlası bu bölgemizden yapılmış.” dedi.
İSO meclisinin şubat ayı olağan toplantısı, “Deprem Felaketinin Yaralarını Sarmak Gayesiyle İSO’nun Yürüttüğü Faaliyetler, Sarsıntının Üretim Hayatı ve Endüstrimize Etkileri” anne gündemiyle gerçekleştirildi.
İSO Lideri Bahçıvan, toplantıdaki konuşmasına Kahramanmaraş ve Hatay merkezli sarsıntılardan duyduğu üzüntüyü lisana getirerek, Türkiye’yi Yasa boğan afet sebebiyle vefat eden vatandaşlar için Allah’tan rahmet, ailelerine, sevenlerine ve Türk milletine başsağlığı diledi, yaralanan ve tedavi görmekte olan vatandaşların da en kısa müddette sıhhatine kavuşması temennisinde bulundu.
“42 bini aşan can kayıpları ve Aka yıkım, hafızalarımıza unutulması Mümkün olmayan toplumsal bir acıyı adeta kazıdı. his ve fikir iklimimiz Aka bir sarsıntı yaşarken, afetin tesirlerini yerinde görmüş biri olarak söyleyebilirim ki yaşanılan acı ve keder hiçbir söz ile Anlatım edilemez” diyen Bahçıvan, hiçbir fotoğraf, görüntü, yayının, çıplak gözle orada yaşanan felaketin boyutunu anlatamayacağını söyledi.
Bahçıvan, zelzele bölgesindeki yaraları sarmak, acıları bir nebze dindirmek için Türk milletinin seferber olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Deprem 11 vilayette oldu ancak bütün Türkiye’de can yaktı, Üzüntü ve hüzün yarattı. Türkiye’nin en Aka gücü, böylesi güç vakitlerde kendisini gösteren dayanışma, birliktelik, Amel birliği ve kuvvetli toplumsal mesuliyet şuurudur. İSO olarak biz de zelzelelerin daha birinci saatlerinde daima Bir arada el birliğiyle tam bir dayanışma anlayışıyla, kuvvetli bir inisiyatif kullanarak çalışmaya başladık. Sarsıntıların yaşandığı günün birinci saatlerinden itibaren bu mevzudaki çalışmaları organize etmek için İSO zelzele Uyum Merkezi’ni kurduk ve İstanbul Valiliği, AFAD ve çatı örgütümüz TOBB uyumunda faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Çalışmalarımızın sonucunda İSO’nun bölgeye gönderdiği yardım materyalleri 416 jeneratör, 13 bin battaniye, 1.250 tüplü soba, 3 bin çift ayakkabı, binlerce Besin paketi ve Fazla sayıda hijyen eserlerini kapsadı. Bu muhtaçlık hususlarının 19 tır ile zelzele bölgesine ulaştırıldığını da sizlerle paylaşmak istiyorum.”
Bölgedeki tecrübeleri ve izlenimlerini paylaşan Bahçıvan, olayın yükünün da, yükünün de Fazla Çok olduğunu söyledi.
– “Bölgeye yardımlarımız sürecek”
Erdal Bahçıvan,”Bölgede önümüzdeki günlerde oluşacak zorunlu gereksinimler doğrultusunda, vatandaşlarımızın bu güç günleri en az külfet ile atlatabilmesi için yardımlarımızın süreceğini belirtmek istiyorum.” dedi.
Deprem bölgesinin öncelikle Türkiye’nin Fazla Kıymetli bir üretim üssü olduğunun değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Özellikle Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman… Bu vilayetlerimizin her biri kendi içinde Fazla değerli üretim birikimleri olan, Fazla Pahalı sanayicilerimizi ve Sanayi tesislerimizi barındıran bölgeler. Fabrikalarımızın şu anda ne kadarının hasarlı olup olmadığı konusu inceleniyor. Olağan ki yıkım olan fabrikalarımızın makine parkında Önemli sorunlar yaşayan sanayicilerimiz de olacak. Bir kez bunların ne kadar vakitte üretime Geri döneceği konusu da kıymetli. Öte yandan, Kahramanmaraş merkezli sarsıntılardan etkilenen 11 vilayetimizin Türkiye ekonomisindeki yüküne bakacak olursak, bu vilayetlerimizin Yekün nüfusumuzdaki hissesi yüzde 16,4 seviyesinde. Emsal bir Oran istihdam için de geçerli. Aka felaketten etkilenen vilayetlerimizin GSYH içindeki hissesi 2021 yılı prestijiyle yüzde 10’a yakın. Bölgenin Türkiye ekonomisindeki yükünde tarım ve hayvancılık öne çıkmakta.
Açıklanan nihayet datalara nazaran, 11 vilayetimizin ziraî üretim bedeli içindeki hissesi da yüzde 16’lar civarında. Bölgenin endüstrimiz içinde de hafife alınamayacak bir yükü bulunmakta. Bölgemizin imalat Sanayi katma kıymeti içindeki hissesi 2021 yılı sayılarıyla yüzde 11,5. Yeniden geride bıraktığımız 2022 yılında imalat Sanayi ihracatımızın yüzde 8’inden fazlası bu bölgemizden yapılmış. öbür sayılara gelince, yıkımdan ziyan gören 11 vilayetimizdeki Yekün teşebbüs sayısı, ülkemizin yüzde 12’sini oluşturuyor. Her Yıl tertipli olarak gerçekleştirdiğimiz Türkiye’nin 500 Aka ve İkinci 500 Aka Sanayi Kuruluşu araştırmalarımızın 2021 sonuçlarında zelzele bölgemizden 153 değerli firmamızın yer aldığını da hatırlatmak gerek.”
– “Yakın vakitteki birinci önceliğimiz Belde iktisadının, Belde hayatının ve Belde ruhunun tekrar canlanması olmalı”
İSO Yönetim Şurası Lideri Bahçıvan, Kahramanmaraş merkezli yaşanan sarsıntıların tedarik zincirlerinde yarattığı aksamaların, neden olduğu altyapı, fiziki kapital ve Amel gücü kayıplarının, üretim ve tüketim harcamalarına Olumsuz tesirinin ve daha birçok Öğe göz önüne alındığında Kıymetli bir ekonomik tesirinin olduğunun nihayet derece Aleni olduğunu söyledi.
Depremin yaraları sarılmaya çalışılırken bölgede hem tarım ve tarıma dayalı Sanayi hem de farklı dallardaki imalat endüstrinde üretim çarklarının yine dönmesi için çalışmalar yapılmasının elzem olduğuna işaret eden Bahçıvan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Doğal gaz, elektrik ve su altyapısı onarılıyor. Üretimi duran fabrikalar da en kısa müddette üretimlerine başlayacaklar. Lakin afet bölgesi ilan edilen vilayetlerden Öbür kentlere ağır bir göç gerçekleşiyor. İşte bu noktada vurgulamak isterim ki zelzele bölgesinde Ömür alanlarının yine süratlice kurulması birçok açıdan Kıymetli olduğu üzere üretim hayatı açısından da kıymetli. Kalıcı konutlar inşa edilinceye kadar süreksiz konutlarla o kentlerin tekrar ekonomik ve sosyolojik istikametten ömürlerini döndürmeleri ismine Fazla Önemli bir iş vermek zorundayız ki Belde ekonomileri tekrar canlansın, kentlerin üretim birikimleri kaybolmasın, o Sanayi tesislerimizin yıllara dayanan üretim gücü ve üretim ekosistemi yok olmasın. Bu nedenle yakın vakitteki birinci önceliğimiz Belde iktisadının, Belde hayatının ve Belde ruhunun tekrar canlanması olmalıdır.
Ülke olarak Acı dolu, olağanüstü inanılmaz bir devirden geçtiğimiz gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu güç günleri atlatabilmek ismine endüstriciler olarak hepimize Önemli misyonlar düştüğünün ve düşeceğinin şuurunda olmalıyız. Bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da bu sorumluluğu yerine getireceğimize ve ülkemizin bu güç günlerden çıkmasına azami katkıyı sunacağımıza Tüm kalbimle inanıyorum. Bu türlü bir afettin yarattığı hem Fazla çok Önemli can kaybına hem de sağlıktan iktisada kadar sayısız sosyoekonomik travmaya daima Bir arada tanıklık ediyoruz. Yani bir taraftan o Acı tabloyu görürken bir tarafta da ‘Niçin böylesine ağır bir bedel ödüyoruz? Kusurlarımız nerede?’ Bunları düşünmemek elde değil.”
– “Mart ayı içerisinde ‘İSO Ömür Kenti’nde hayatın başlamış olmasını hedefliyoruz”
Erdal Bahçıvan, bugün herkese düşen en Kıymetli misyonun, bölgedeki vatandaşlara yönelik en fonksiyonel hizmetin sağlam barınaklar olduğunu vurguladı.
Bölgede “İSO Ömür Kenti” kurmaya karar verdiklerini belirten Bahçıvan, “Bu çerçevede bütün üyelerimizin katkılarıyla 1.000 konteynerden oluşacak bir İSO Ömür Kenti’nin kurulması çalışmalarına başladık. Sarsıntının Fazla ağır bir halde yıkım yarattığı Hatay vilayetimizin Antakya Belde merkezinde bir arazi Odamıza tahsis edilmiş durumda. Mart ayı içerisinde bu projemizde hayatın başlamış olmasını hedefliyoruz.” sözlerini kullandı.
Burada yalnızca konteyner kent kurmayacaklarını aktaran Bahçıvan, oraya bir ruh katmak, orada bir Ömür kurmak, oradaki insanlara daha sonra da dokunacak proje olarak İSO Ömür Kenti’ni inşa edeceklerini, buraya yerleşecek olan insanlara en azından eğitim, Besin ve sıhhat takviyeleri de vereceklerini bildirdi.
– “Bu hepimiz için Fazla ağır bir ders, Fazla ağır bir bedeldir”
İSO Lideri Bahçıvan, “Meslek komitelerimize 2023 yılı içerisinde tahsis edilen ödeneğin şu etapta zelzele bağışı için kullanılmasını gerçek bulmuyoruz. Hedefimiz, bu kaynağı önümüzdeki devirde kesimlerimizin gaye ve faaliyetleri için kullanmak olacak. Odamız 70 yılı aşan esaslı ve tecrübeli bir Kuruluş olarak, daima Bir arada kuvvetli bir dayanışma içinde, bu Aka acının yaralarını sarmaya yönelik İSO Ömür Kenti ile zelzele bölgesine ve afetzede vatandaşlarımıza en manalı ve kuvvetli katkılardan birisini yapacaktır. Buna yürekten inanıyorum.” diye konuştu.
Türkiye’nin depremselliği yüksek bir coğrafyada olduğu gerçeğinin hiçbir Vakit unutulmaması gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, bilimin “depremin asla unutulmaması gerektiğini” söylediğini kaydetti.
Bahçıvan, “Deprem öldürmez, yapı öldürür’ gerçeği ne yazık ki bir kere daha Tüm çıplaklığıyla karşımızda duruyor. zelzele nedeniyle yaşanan ölümlerden, epey vahametten, felaketlerden kesinlikle kalıcı dersler çıkarmalıyız. ‘Deprem bizim bahtımız miydi? Felaketin bu boyutta yıkıcı olmaması için neler yapılabilirdi?’ soruları hepimizin karşısında duruyor. Bu, bir Biricik kişinin, ceza alacak 2-3 kişinin üzerine yıkılacak bir husus da değil. Bu işin bu kadar Sıkıntı bir noktaya gelmesinde toplumsal olarak bir sorumluluğumuz olduğunu da düşünmeliyiz. Ne yazık ki birçok faktörle Bir arada kıymetlendirilmesi gereken bir husus başlığıyla karşı karşıyayız. Bu hepimiz için Fazla ağır bir ders, Fazla ağır bir bedeldir.” biçiminde konuştu.
– “Asıl sorun, içinde yaşadığımız ve aktiflik gösterdiğimiz binalarımızı nasıl inşa ettiğimiz ile ilgili”
Depremleri önlemenin Muhtemel olmadığını lakin şuurlu ve tesirli usuller ile zelzele hasarlarının azaltılabileceğini vurgulayan Bahçıvan, ağır nüfusu ve fay sınırlarına yakın pozisyonu sebebiyle zelzele bakımından dünyadaki riskli kentler ortasında yer Meydan İstanbul için 7,5 büyüklüğünde bir zelzele öngörüldüğünü anımsattı.
Bahçıvan, şunları söyledi:
“Marmara sarsıntısı olarak da Anlatım edebileceğimiz bu sarsıntı, tehdit altındaki Etraf vilayetler ile Birlikte Türkiye’nin ulusal gelirinin yarısına tesir edecek. Beklenen riski kabul edilebilir bir düzeye indirmek ismine harekete geçmezsek bedelini Yeniden maalesef ülke olarak hepimiz ödeyeceğiz. zelzele riskinde asıl sorun, içinde yaşadığımız ve aktiflik gösterdiğimiz binalarımızı nasıl inşa ettiğimiz ile ilgilidir. Yer ile Bina bütünselliğini sağladığımız, hakikat tasarım ile yanlışsız uygulamalar gerçekleştirdiğimiz ve sağlıklı bir Bina kontrol sistemi kurduğumuzda zelzelenin tesirlerini en üye indirmiş olacağız. Tıpkı depremselliğe sahip iki yapının yer hareketine farklı reaksiyon vermesi, biri yıkılırken, oburunun ayakta kalması, sorunun ve tahlilin nerede olduğunun da Aleni bir göstergesidir. Kabul edelim ki bugün ne Türkiye’nin ne de İstanbul’un, ilim dünyasının beklediği Aka İstanbul sarsıntısına Amade olduğunu söylemek Fazla sıkıntı.
Eğer bu coğrafyada yaşıyorsak bizim bu mevzuyu ülkenin en temel, en Kıymetli potansiyel sorunu olarak görüp bu sıkıntıya kaliteli ve nitelikli tahlil arayışlarıyla yaklaşmak zorundayız. Bugün dünyada bunu başaran Öbür ülkeler olduğu üzere nasıl çözebileceğimize dönük farklı bir akla gereksinimimiz olduğunu da içinde bulunduğumuz süreç ziyadesiyle ortaya koyuyor. Artık bu Amel zelzele Bakanlığı ile mi olur, zelzele ilim Şurası ile mi olur, onu kesinlikle önümüzdeki haftalarda gündeme getirmemiz kural. Bu coğrafyanın en Aka potansiyel sorunu, en Aka potansiyel riski zelzele. Hiçbir Öbür husus Türkiye’yi maddi manada, motivasyon manasında, huzur manasında ve de Alışılmış cana getirdiği bedel manasında bu kadar etkilemiyor.”
– “İstanbul zelzelesi için inanın kaybedecek vaktimiz yok”
Erdal Bahçıvan, İstanbul’da öngörülen zelzeleye hazırlık çerçevesinde daha Evvel de söyledikleri üzere, İstanbul’daki bütün Sanayi firmalarının İçten ve sağlıklı bir check-up’ının yapılması gerektiğini söyledi.
İstanbul’daki binaların eski ve Fazla katlı olduğunu belirten Bahçıvan, şunları kaydetti:
“Bu check-up sonucunda Müsait olmayan binaların da Fazla süratli bir formda dönüşümlerinin yapılması elzem. Her şeyden Evvel İstanbul’daki Sanayi tesislerinin zelzeleye dayanıklılık durumunu ortaya çıkaracak bir envanter çalışmasına da ivedilikle muhtaçlığımız var. Geçtiğimiz Devre İstanbul Valiliğimiz ile yürüttüğümüz ağır çalışmalardan çarpıcı bir Örnek vermek istiyorum; İstanbul’da Bağcılar, Güngören, Esenler, Ümraniye ve Zeytinburnu ilçelerinde Sanayi tesislerinin yaklaşık yüzde 80’inin inşa yılı 2000 yılı öncesine ilişkin. Türkiye iktisadının başkanı pozisyonundaki İstanbul, ekonomik yükü yanında öteki vilayetlerdeki tedarik zincirlerinden finansa kadar bütün süreçlerin merkezinde.
Hal böyleyken İstanbul’da gerçekleşecek sarsıntının yaratacağı yıkıcı tesirin büyüklüğü ülkemizin geleceği için de kritik bir Ehemmiyet taşıyor. Kahramanmaraş’ta yaşadığımız afet, Kocaeli sarsıntısından gereğince ders alınmadığının bir göstergesi. İstanbul sarsıntısı için inanın kaybedecek vaktimiz yok. öbür zelzele ülkeleri afetlerle yaşamayı nasıl öğrendiyse biz de tabiata karşı koymadan onunla birlikte, afetlere dirençli kentler kurabilme kudretine sahibiz. kuvvetli bir planlama, aktif mühendislik, kaliteli ve kuvvetli yapı üreticileri, teknoloji ve en değerlisi de bütün paydaşların Amel birliği ile bunu başarabileceğimize inanıyorum.”
Yorum Yok