Cumhurbaşkanı adayı ve CHP genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Birinci çeşitte seçimi kazanacağız. Ben alanları görüyorum, alanları biliyorum, gençleri biliyorum. Bu seçimi iki kesim belirleyecek, gençler ve bayanlar.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Kamu TV’de katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı.
“İktidara gelirseniz zelzele bölgesinde ne değişecek?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bu hususta iki Temel amaçları olduğunu belirtti.
İlk olarak yıkılan meskenleri tekrar yapacaklarını ve bir kuruş almadan anahtarları teslim edeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, ayrıyeten millet İttifakı olarak zelzele bölgesiyle ilgili bir kanun teklifi hazırladıklarını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, “İkincisi, Tüm zelzele bölgesinin tekrar ayağa kaldırılması gerek. Tüm bölgenin tekrar üretim merkezi haline getirilmesi gerekir. Bu bölge için Özel bir düzenleme getirilmeli, bölge Önemli bir üretim merkezi haline gelecek, bu inşaatların tamamı burada yapılacak.” diye konuştu.
Adaletle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Bize oy verir vermez, kim haksızlığa uğradıysa onun yanında olacağız, onun problemini çözeceğiz. Haksızlık karşısında susan Lal şeytandır.” dedi.
Eğitimde neler yapacaklarına dair soruya Kemal Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi:
“Nasıl bir eğitim yapılacağına ben karar veremem. Tamam üniversiteyi bitirdim fakat benim uzmanlık alanım değil. Bu işe pedagoglar karar verir, eğitimciler karar verir. Ve bu eğitimciler de dünyadaki Tüm eğitimi izlerler, bakarlar, ederler. Dünyadaki gelişmelere bakarlar. Evlatlarımızın, çocuklarımızın uygun bir eğitim almasını sağlarlar. çağdaş bir eğitim siyaseti olmalı. Çocuğun merak hissini büyütmeli, teknolojiyi yakalamalıyız. Bilimsel çalışmalar yapmalıyız. Bunların tamamını yapacak olan, bu işlerin uzmanları. Dünya bu türlü yapıyor ve o ülkeler süratle büyüyorlar ve kalkınıyorlar. Bizde ise tahminen 17-20 Kez eğitim siyaseti değişti. Çocuklar denek olarak kullanılmaya başlandı. Bunu kaldıracağız. Bakın bugün hangi partiden olursa olsun çocuğunu okula gönderen her Ebeveyn baba eğitim sisteminden şikayetçi. Değiştireceğiz bunu. Tamamını değiştireceğiz. O denli bir eğitim sistemi kuracağız ki her Ebeveyn baba o çocuğunu, evladını okula gönderirken ‘helal olsun’ diyecek. ‘Benim çocuğum düzgün eğitim alıyor’ diyecek.”
CHP genel Lideri Kılıçdaroğlu, “Demirtaş’ın özgür kalmasını mı istiyorsunuz? Bana oy vereceksiniz. Kavala’nın hür kalmasını mı istiyorsunuz? Bana oy vereceksiniz. Seyahat Parkı tutuklularının özgür kalmasını mı istiyorsunuz? Bana oy vereceksiniz? diyorsunuz. Sayın Erdoğan bunu da soruyor. Bu nasıl olacak?” sorusu üzerine, şöyle konuştu:
“Zaten ben onu söylediğim Vakit bunlar olmaz. Bunlar büsbütün Fazla özür dilerim ancak halkı kışkırtmak için kullanan, Erdoğan’ın kullandığı laflar. Nitekim, cumhurbaşkanı koltuğuna oturan bir kişinin bu Cin telaffuzlarda bulunması kadar yanlış bir şey yok. Mahpustaki bir kişinin özgür bırakılması için ya TBMM bir af kanunu çıkaracak. O da yetki bende değil, Meclistedir. İki, yargılanacak mahkeme beraat kararı verecek ve o çıkacak. Yoksa gidip kolundan tutup, ‘gel seni özgür bırakıyorum’ değil. Bunlarda hukuk nosyonu kaybolmuş vaziyette. Kendi talimatıyla yargı karar verdiği için ‘bunu özgür bırakın’ diyor. Yargıç ona nazaran karar veriyor. ‘Bunu tutuklayın’ diyor. Yargıç ona nazaran karar veriyor.
Eğer bu ülkede eşitlik varsa, bu ülkede hukuk varsa, bu ülkede hak varsa, mahkeme kararı uygulanmak zorundadır. Şayet Anayasa Mahkemesi bir karar verir, en alttaki hakim, ‘ben Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum. Ben fakat saraydan gelen talimatı yerine getiriyorum’ diyorsa bu hakikat değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir karar veriyor. ‘Burada bir haksızlık var. Bu haksızlığı giderin’ diyor. Bu şahsa ayrıyeten devlet tazminat ödemek zorunda kalıyor. Siz o kararı da uygulamıyorsunuz. O Vakit mahkeme kararı uygulanmayacaksa niçin bu mahkemeler var? Erdoğan’ın talimatı yerine getirilecekse ismi mahkeme olan mahkemeler gerçek manada mahkeme değil. Şayet bir Yargıç hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine nazaran karar vermiyor da saraydan gelen talimata nazaran karar veriyorsa orada hukuk yoktur, mahkeme de yoktur. İşin özü budur. Erdoğan ne derse desin. Düzmece broşürler basıyorlar, bir sürü şey yapıyorlar. Yani akla Ziyan ne gerekiyorsa yapıyorlar. Kaybediyorlar, bunun paniği içindeler. Sen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsun, beşerde biraz ahlak, beşerde biraz fazilet olur yani. Bu kadar palavra nasıl üretiliyor? Bu kadar palavra nasıl söyleniyor? Biz bu ülkeye gerçek manada baharı getireceğiz.”
– “Birinci cinste kazanacağız”
Seçim sonuçlarına ait soru üzerine ise Kemal Kılıçdaroğlu, “Birinci tıpta seçimi kazanacağız. Ben alanları görüyorum, alanları biliyorum, gençleri biliyorum. Bu seçimi iki kesim belirleyecek, gençler ve bayanlar.” diye konuştu.
Aile Takviyeleri Sigortası’ndan bahseden ve hiçbir bayanın, “Benim gelirim yok, garantim yok.” diye bir tasaya kapılmasına gerek kalmayacağını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Mutfaktaki yangını en uygun bilen bayanlar. Bu ekonomik krizin yarattığı Tüm dertleri en uygun bilen bayanlar. Bayanlar bu sistemi değiştirecekler. İkincisi gençler. Gençler esasen o denli bir baskı altında hissediyorlar ki kendilerini, onlar özgürlük istiyorlar, onlar rahat bir dünya istiyorlar, onlar mezun olduklarında Amel istiyorlar. Daha uygun bir Ömür standardı istiyorlar. Bizim tarihimizde birinci Sefer bir Hadise gerçekleşiyor, milyonlarca alt gelir kümesinden bir avuç üst gelir kümesine kaynak transferi. Gelir dağılımı bu kadar hiç bozulmamıştı.”
Başka bir soru üzerine, seçilmesi durumunda Çankaya Köşkü’nde vazife yapacağını aktaran Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin de Öbür bir biçimde değerlendirileceğini kaydetti.
“Cumhurbaşkanı seçilirseniz Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatında ne değişecek?” sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Çok Çok bir şey değişmeyecek. Tahminen daha Çok çalışacağım o kadar. Neyim değişecek ki? Lüks hayat vesaire bunlar benim hayatımda yok zati. İsraf haramdır, ben buna inanırım. Bakın ben düz ak bir A4 kağıdını kullandığım Vakit gerisini kullanmadan o kağıdı yırtıp atmam. Hayatım boyunca bu bu türlü, bugün de bu türlü. Değişmedi.” açıklamasında bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda şatafattan Irak duracağını belirterek, siyasetçinin vatandaşına Örnek olması gerektiğini lisana getirdi.
“Birinci Bölüm kaç oy alırsınız?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Ben artık Oran vermeyeyim lakin birinci cinste alacağız.” dedi.
-“Bütün sandıklara sahip çıkıyoruz”
CHP Başkanı Kılıçdaroğlu, seçmenlerde seçim güvenliğine dair birtakım dertler olduğunun aktarılması üzerine de şunları kaydetti:
“Belki bizim partimizin tarihinde birinci Sefer Tüm sandıklara sahip çıkıyoruz. Tüm sandıklarda görevlilerimiz var. Tam 1,5 Yıl Evvel başladık. önce bireyleri belirledik. Onların telefonlarını aldık. Onları Biricik tek eğittik. Eğitimden sonra gönderdik. Onlardan Deneyim için uygulamalar yaptık. En nihayet uygulama iki gün Evvel yapıldı tekrar. Cep telefonuyla tutanakların fotoğrafını çekip bize gönderecek. Biz Tüm tedbirlerimizi aldık. Bu yalnızca CHP’nin. öbür partilerin de benzeri tedbirleri var. Şundan herkes emin olsun. Bir bayram havası içinde sandığa gitsinler. Komşularını, yakınlarını, amcalarını, dayılarını hepsini alsınlar. Türkiye’nin bir değişimini gerçekleştirsinler. Türkiye artık bu kabustan uyanmalı, bu kabustan kurtulmalı. Herkesin huzur içinde yaşadığı, itimat içinde yaşadığı hoş bir Türkiye inşa edeceğiz. Neyle, demokratik yollarla. Dediğim üzere iki Aka aktör var. Gençler ve bayanlar. Gençler ve bayanlar Türkiye’nin bahtını değiştirecekler.”
– “Merkez Bankası Lideri başımızda var”
“Yurt dışı bakanlığı kurar mısınız?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Kurulabilir. Bir şey daha yapacağız. Yurt dışında çalışan Tüm Türklerle ilgili olarak Yurt dışı seçim etrafı oluşturacağız. Yani onlar kendi milletvekillerini kendileri seçecekler, TBMM’ye gönderecekler. Yani oradakiler Türkiye’deki milletvekillerine oy vermeyecekler. Oradakiler, kendi seçecekleri milletvekillerine oy verecekler ve onlar istikbal Türkiye Aka millet Meclisinde vazife yapacak.” karşılığını verdi.
CHP genel Lideri Kılıçdaroğlu, basın özgürlüğüne ait bir soru üzerine, iktidara gelmeleri halinde gazetecilerin Özgür olacağını ve özgürce eleştirebileceğini belirtti.
Bir Öbür soruya karşılık Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde 100 bin Muallim ataması yapılacağını, köy okullarının açılacağını, fiyatlı ve kontratlı Muallim ayrımının bitirileceğini, öğretmenlerin tamamının takımlı olacağını anlattı.
Belediye çalışanlarına artırım verilmesine ait soruya karşılık Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin açlık hududunun altında bir aylığa mahkum edilmeyeceğini, belirli bir Vakit dilimi içinde herkesin hayat standardının yükseleceğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, taşeron personellerin tamamının takıma alınacağını bildirdi.
“Merkez Bankası Lideri netleşti mi?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Merkez Bankası Lideri başımızda var. Onu konuşacağız. Hem İç hem Hariç piyasalara, finans etraflarına itimat veren birini atayacağız.” dedi.
– “Herkes sükunetle 15 Mayıs sabahını beklesin”
CHP genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kiralardaki artış problemini nasıl çözeceğine ait bir soru üzerine, “‘Cumhurbaşkanı seçildik üç gün sonra kiralar düşecek…’ Hayır bu türlü bir şey yok. Süratle toplumsal Hane yapacağız. Orta yahut düşük gelirliler bu konutlarda yaşayabilecek, kiraları düşük olacak. Dünyada pek Fazla yerde bunun örnekleri var. Hane ve kira meselesini çözeceğiz, muhakkak bir Vakit dilimi içinde bunlar düşecek.” diye konuştu.
“Saraylar tekrar Meclis’e devredilecek mi?” sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, ulusal sarayların tamamının TBMM’ye devredileceğini bildirdi.
“Dün Süleyman Soylu bir İzah yaptı. ‘Sayın Cumhurbaşkanı’mız dedi ki’ dedi, ‘Süleyman, ben bu Güneydoğu’daki belediyelerden rahatsızım.’ Gereğini yaptık, iki gün içinde kayyumlar başladı’ dedi. Bununla ilgili yorumunuz nedir?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Hem belediye meclisini hem belediye liderini alıyorsunuz, ‘görevden uzaklaştırdım, onun yerine kayyum atıyorum’ diyorsunuz. Bu demokrasi değil ki? O Vakit bu millet niçin oy verdi?” cevabını verdi.
CHP genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “14 Mayıs gecesi için halka ne söylersiniz?” sorusu üzerine, “Bazı provokasyonlar olabilir, bu provokasyonlara karşı da dikkatli olsunlar. Herkes sükunetle 15 Mayıs sabahını beklesin.” dedi.
Yorum Yok