Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Selami Ekici, Aka Birlik Partisinin (BBP) kurucu genel Lideri merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin 29 Mart 2009’daki vefatına ait belirsizliklerin giderilmesini beklediklerini belirtti.
Yazıcıoğlu ile 5 kişiyi taşıyan helikopterin düşürüldüğüne inandıklarını lisana getiren Ekici, helikopterin bağlı bulunduğu firmanın o dönemki genel müdürü M.K.S’nin Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, helikopterin kaza sonucu düştüğüne ait manzaraları izlediğini söylemesine Karşın Laf konusu imajların kendilerine verilmediğini ve savcılıkta da bulunmadığını Anlatım etti.
Olaya ait birçok tuhaflık ve tutarsızlık bulunduğunu, bunlardan birincisinin Yazıcıoğlu ve beraberindekilere tahsis edilen helikopter olduğunu anlatan Ekici, şöyle konuştu:
“Bir firmadan iki helikopter kiralanmış. Birisi 2006’da düşmüş, kaza kırıma uğramış, Öteki ise ona nazaran daha yeterli durumda. Buna Karşın Üzücü olan helikopter tahsis edilmiş. Bu helikopterin kim tarafından ve ne için kiralandığı bile şimdi ortaya çıkartılmış değil. Yine ‘helikopter uçan bir tabut, bu helikoptere binmeyin’ bilgisine Karşın kim neden Muhsin Yazıcıoğlu’nu helikoptere bindirdi, bu helikopter neden uzun uzaklığa verildi? Bugün hala bunu çözmüş değiliz.
Yine Çağlayancerit’e illaki gitmesi gerektiği noktasında ısrarlar var. ‘Kesin seçimi alacağız, Muhsin reis gelsin burada miting yapsın’ denmesine Karşın Muhsin Yazıcıoğlu orada şehit olduğu halde 4. parti çıkıyoruz. Oraya gitmesini isteyenler kim, artık onu bile çözmüş değiliz. Miting günü cuma olmasına Karşın Yazıcıoğlu’nun Çağlayancerit’e neden çarşamba gidip miting düzenlediğini dahi çözmüş değiliz.”
Selami Ekici, “Helikopterin Özellikle kalkıştan sonra aletli uçuş yapması gerekirken yapmaması, radar kayıtlarında helikopterin görünmemesi de değişiklikler ve tuhaflıkların başında gelmektedir. 13 Yıl geçti hala bu soruları soruyoruz ve tatmin edici karşılıklar bulmadık.” değerlendirmesinde bulundu.
– Suikast iddiaları
Kazadan bir mühlet sonra Yazıcıoğlu’nun hastaneye ayağı ve kaburgası kırık, şuuru Aleni formda kaldırıldığının açıklandığını anımsatan Ekici, “Daha sonra bu bilginin yanlış olduğunu Anlatım etmelerine Karşın daha sonra Muhsin Yazıcıoğlu’nun naaşına ulaşıldığı Vakit nitekim de kaburgasının ve ayağının kırık olduğu, yani yanlış dedikleri bilgi notunun aslında hakikat olduğu ortaya çıktı. Bunu biz hala çözmüş değiliz, bunun kahrı içerisindeyiz.” tabirini kullandı.
Helikopterde ölen insanların aileleriyle verdikleri uğraşta orta kat edemediklerini fakat olayın suikast olduğuna ait evraka bilgiler koyduklarını aktaran Ekici, bütün aksiliklere Karşın davanın takipçisi olmaya devam edeceklerini söyledi.
Olay günü saat 17.00 prestijiyle Genelkurmay Başkanlığı tarafından enkazın yerinin gösterildiğini fakat bu noktanın aranmadığını savunan Ekici, şöyle devam etti:
“Tam aksisi istikamette 50 kilometre farklı bir bölgede bir alanın 9 Sefer aranması lakin Genelkurmay Başkanlığından gelen gerçek noktanın hiç aranmamasını bugün hala çözmüş değiliz. Yine Farklı olan bir taraf uzun saçlı sivil bir kişinin, bir şirketin Emniyet amirinin arama kurtarmanın bütün gruplarının bu bireye verilmesini biz bugün hala çözmüş değiliz. Yine FETÖ elebaşının Muhsin Başkan’ın şehadetinden 2-3 gün sonra yapmış olduğu açıklamada ‘eğer buyruklara uymazsanız bir perşembe günü ölür, cenazenize bir cuma günü ulaşılır’ demiş olması ve cenazenin de cuma günü bulunması Enteresan ve şu anne kadar çözmüş olduğumuz bir Hadise değildir.
En gariplerinden biri tekrar, bir trafik kazasında bile olağan güvenliğin alınması gerekirken Muhsin Yazıcıoğlu olayında enkazın muhafaza altına alınmamış olması, kanıtların karartılmış olması bu sayede ELT aygıtlarının oraya monte edilmiş olması, daha yanlışsız bir tabirle helikopterin ruhsatındaki ELT aygıtının seri numarasıyla helikopterin üzerindeki ELT aygıtının seri numaralarının farklı olmaları, Yine olayın tahliline katkı sağlayacak Skaymat 3 aygıtının Argus 5000 C aygıtının çalınmış olması ve bugüne kadar bulunamamış olması… En Değişik tarafı ise TSK’da vazife yapan bireylerin 2 bin metreye çıkıp bu aletleri almış olmaları argümanları…”
– Radar kayıtlarının silindiği iddiası
Ekici, merhum Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin Çukurova İsimli Tıp’ta yapılan otopsilerinde kanlarında rastgele bir zehirleyici husus olmadığının belirtilmesine Karşın İsimli Tıp Kurumunda yapılan otopside ise kanlarında karbonmonoksit bulunmuş olmasının da hala aydınlığa kavuşmadığını söyledi.
Selami Ekici, şunları kaydetti:
“Yine Hadise günü Muhsin Yazıcıoğlu’nun düşürülen helikopterinin üzerinden, yakınından uçan jetlerin Farklı bir formda Muhsin Yazıcıoğlu’nun programı sarkınca Erhaç’tan kalkışlarının 48 dakika geç kaldırılması ki bunlar resmi kayıtlarda sabit en Değişik taraflardan biri. Yine ‘kor uçuşu’ dediğimiz uçuşu bu jetlerin yapmış olması enteresan, zira bu uçuş lakin Cenk vakitlerinde yapılan eğitimler ve uçuşlardır. Tekrar Enteresan bir şey helikopterin düşürülmesinde katkısı olduğunu argüman ettiğimiz jetlerin bağlı bulunduğu 112. anne Jet Filo Üssü’nün olaydan sonra kapatılmış olması. Hadise yerini en düzgün gören radar sistemi ki Muhsin Başkan’ın memleketi olan Şarkışla radarının olaydan sonra kapatılmış olması ve radar kayıtlarının bize verilmemesi, Genelkurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Malatya’ya gönderilen radar kayıtlarından 4 dakika 37 saniyenin kaybolması tam da Hadise sırasında bugüne kadar çözebildiğimiz husus değil. Tekrar bu 4 dakika 37 saniyelik manzaraları biz Erzurum Dumlu Radar Üssü’nde bulmamıza Karşın daha sonra eksperlere verilen imgelerde bu imajlar üzerinde oynanmış olması en Aka muamma ve tuhaflıklar içerisinde.”
Ellerinde Yazıcıoğlu’nun şehit edildiğine ait manzaraların olduğunu tez eden bir kişinin şeker komasından ölmesinin, bir kişinin ise bir taraftar arbedesinde öldürülmesinin Fazla Değişik olduğunu lisana getiren Ekici, sürecin her basamağının tuhaflıklarla dolu olduğunu lisana getirdi.
– İHA muhabirinin çektiği görüntüler
Helikopterdeki İHA muhabiri İsmail Güneş’in kamera kayıtlarıyla ilgili Ekici, “İsmail Güneş’in kamerasının olaydan sonra kendi kendine kayıt yaptığı ve bu kaydın ilgili ünitelere verilmesine Karşın bu kamera kaydının şu anda kayıp olması, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast düzenleyen grubun içerisinde bulunan şahısların Muhsin reis olayında da sanık ve kuşkulu pozisyonunda olmaları da en Aka tuhaflık ve değişiklikler ortasında. İsmail Güneş’in olaydan kısa bir mühlet sonra 112 ve diğer yardım kuruluşlarını aramış olmasına ve rahat rahat konuşmasına Karşın Güneş’in 4-5 gün sonra bulunduğunda çenesinin kırık olması, nitekim çenesi kırık insanın da bu halde rahat konuşabileceğinin Muhtemel olmaması en Aka tuhaflıklar içerisinde.” dedi.
– Olayda FETÖ izleri
Yaşanan olayın dünya tarihine geçecek değişikliklerle dolu olduğunu vurgulayan Ekici, şöyle dedi:
“Arama kurtarma olaylarında yanlış bilgi notunu verenin, o dönemki İstihbarat Daire Lideri’nin, Yeniden uçuşa katılan pilotların FETÖ’cü olması… enteresan bir şey daha, bu pilotların bugüne kadar sözlerinin tam manasıyla alınmamış olması, bu şahısların FETÖ’nün üst seviye ilişkili olduğunu bildiğimiz halde ne Anlatım verdiklerini şu anne kadar bilmemiş olmamız. Bunlar en Aka tuhaflıklar içerisinde devam etmekte. Hava Kuvvetlerinin Özellikle FETÖ yapılanmasının yuvası olmuş olması bugün prestijiyle ortaya çıkmış olmasına Karşın bu olayın da Hava Kuvvetleri ile irtibatlı olduğunu bilmemize Karşın olayın hala çözülmemiş olması Aka tuhaflıklar ve değişiklikler içermektedir.
Bu işin milletlerarası bir Güç tarafından yapıldığı ve yerli işbirlikçiler tarafından da organize edildiğini bilmekteyiz, argüman etmekteyiz. Türk yargısına, devletimize itimadımız tamdır. eşitlik gecikebilir lakin er ya da geç yerini bulacağına inancım tamdır.”
Yorum Yok